2013 yılının kasvetli bir Ocak gününde, Chicago`da yaşayan sanatçı Dr. Heather Dewey-Hagborg , Brooklyn’deki bir alt geçitde kaldırımdan bir sigara izmariti aldı. Zamanla, ona yapışan genetik ipuçlarını çıkarmak için metodik olarak çalışırken, onu düşüren kadını (bir kadın olduğu ortaya çıktı) öğrenmeye başladı…
Yerden bulduğu sigara izmaritinden DNA çıkardı ve analiz etti. Ortaya çıkan metin dizileri, sahibi hakkında bir dizi ipucu verdi: cinsiyet, soy, göz rengi, fiziksel özellikler. Bilgileri bir 3D görüntü oluşturmak için kullandı ve çıkan sonuç sigara izmaritini yere atan kadını ortaya çıkardı.
DNA Sergisi
Kendisini “amatör biyohacker” olarak tanımlayan Dewey-Hagborg, Stranger Visions isimli çalışması ile umumi alanlardaki saç, sigara izmariti, sakız gibi kişisel ürünleri toplayarak biyopolitik bir farkındalık yarattı.
“Stranger Visions’da New York şehrinin sokaklarından, umumi banyolarından ve bekleme odalarından saç, sakız ve sigara izmaritleri topladım. Onlardan DNA çıkardım ve genomik araştırmalara dayalı olarak bu bireylerin neye benzeyebileceğini temsil eden 3 boyutlu basılı gerçek boyutlu tam renkli portreleri hesaplamalı olarak oluşturmak için analiz ettim. Yabancıların farkında olmadan geride bıraktıkları izlerle çalışan proje, gelişen adlî DNA fenotipleme teknolojisine, biyolojik gözetim kültürünün potansiyeline ve genetik determinizme yönelik dürtüye dikkat çekmeyi amaçlıyordu.”
Dr. Heather Dewey-Hagborg
Çalışma sonucu elde edilen heykeller Victoria ve Albert Müzesi, Center Pompidou ve New York Tarih Kurumu gibi yerlerde halka açık bir şekilde sergileniyor. Ancak proje, basının etkisi ve çeşitli endişeler nedeniyle kısa süre içerisinde tartışılır ve eleştirilir bir hale de geldi. Buna rağmen Hagborg’un DNA analizleri üzerinden yürüttüğü fenotipleme çalışmaları uzun bir süre daha konuşulacak gibi görünüyor.