Uykusuzluk, kişinin uykuya dalmasına engel olan veya uyumamasına neden olan bir uyku hastalığıdır. Bu hastalığın bilimsel adı Insomnia adlanır. Bu yazımda uzun süre uykusuz kalan biri olacağız ve bu durumda neler yaşayacağımıza yakından bakalım.
“Bugün uykum yok…” – Uykusuz
Herşey bu cümle ile başlıyor. İlk günü hiç bir sorun olmadan atlatacaksınız. Sonraki günler dikkat ve öğrenme becerilerinizde gerileme yaşanacaktır.
İlerleyen zamanlarda unutkanlık kendisini gösterecek. Uykusuzluk durumunun ilerlemesi gerginlik, sinirlilik ve aşırı hareketliliğe neden olur. Stresli olmak bünyenize ve alacağınız kararlara kötü yönde etkisini gösterecek.
Üçüncü gün, uykusuzluk bağışıklık sistemini de ciddi anlamda etkiler. Uyku hastalıklarının birçoğunda, bağışıklık sisteminin bozulduğu ve enfeksiyonlara yatkınlığın arttığı gösterilmiştir. Aynı zamanda uykusuzluk, aşırı kilolu ve obez olmak için başka bir risk faktörüdür.
“Ben neden uyuyamıyorum?…”
Artık dört gündür uykusuzsunuz ve artık kendinizi sorgulamaya başlıyorsunuz. Depresyon ve duygu durum bozukluğu kendisini gösteriyor. İlerleyen zamanlardan hayal görmeler, sanrılar, şiddet içeren davranışlar ile seyreden psikotik bir süreç ortaya çıkmıştır.
Diğer psikolojik riskler aşağıdakileri içerir:
- Dürtüsel davranış
- Kaygı
- Depresyon
- Paranoya
- İntihar düşünceleri
Normalden fazla uykusuzluk beyni yaşlandırdığı için Alzheimer ve bunamaya zemin hazırlıyor.
Bağışıklık sisteminin daha da baskılanması ve tüm vücutta yaygın iltihabi durum nedeniyle hayatınız sonlanır. Yani uyumadan yaşamı sürdürmek mümkün değildir.
Uykusuzluk Rekoru Kimde?
Bu konuda rekor Randy Gardner adlı Amerikalıya ait. Gardner, 1964’te 17 yaşındayken yapılan bir bilim fuarında yaptığı gönüllü deneyde, 11 günden fazla (264 saat) süreyle uyanık kalmıştır. Guinness Rekorlar Kitabı, insanların kasıtlı uyanık kalarak kendilerine zarar verebileceği gerekçesiyle birkaç yıl önce bu alandaki denemeleri kayda geçirmeye son verdi.
